08 Mayıs 2010

Annemm



Anne
Evet artık büyüdük. Bizi ağlatacak tek şeyin elimizden alınan oyuncak olduğu zamanlarda değiliz. Ama hâlâ ihtiyacımız var ona. Annemize ve onun sıcak kucağına. Kollarımızı ona doğru uzattığımızda, başka tek kelime etmeye gerek kalmadan kucağa alındığımız günlerden bugüne ne değişti? Hâlâ her şartta karşılıksız olarak kabul eden tek liman onun kucağı... Hâlâ en güzel koku anne kokusu...

Daha gözleri açılmamış bir bebekken bizi anneye meftun eden koku... Koynunda iken soluduğumuz, büyüdükçe uzaklaştığımız, sonra başka kokuların cazibesine kapılıp unuttuğumuz, sonra köpekler gibi pişman olup yine aradığımız o koku...

Biraz deterjan, biraz yemek, bolca huzur... En kuvvetli anti depresandan daha etkili, en pahalı parfümden daha nefis kokudur. Ağrı kesicidir. Güven kokar, ilgi kokar... Mis gibi beyaz sabun kokusudur... umudun kokusudur... ayaklarının dibine oturup başını kucağına yasladığınızda saçlarınızı okşayan ellerin kokusudur. Eteklerine sinmiş mutluluk kokusudur. Bir yandan da ceplere doldurulmuş koca bi çocukluğun kokusudur.

Kanayan dizine dökülen kolonyaya, saatin tik takına, sesine uyandığın örgü şişlerinin şıkırtısına karışan kokudur... Sarılır sarılmaz büyüler insanı; ten kokusuyla karışmış masal kokusu... Üç yaşındakini de güvene boğar, kırk üç yaşındakini de. Annenin naftalin kokulu dolabına tıkarsın bütün sıkıntılarını. “Şu an her şey tamam” hissini verir, sevgiyle yoğrulmuş kurabiye kokusunun öz Türkçesidir.

Emeğin, fedakârlığın, şefkatin kokusudur. Kronik uykusuzluk çekenleri bile mışıl mışıl uyutur. Ceplere doldurulmuş koca bir çocukluğun kokusudur. Büyüdükçe daha çok özlenir, özlendikçe daha çok iç burkar, iç burktukça gözleri doldurur... Yılgınlık anlarında, terk edilişlerde, başarısızlıklarda, “kimse beni sevmiyor”larda, “ama haksızlık bu!”larda ya da hiç sebepsiz bir anda dev gölgesiyle yol kesen boşluk duygusunda... İnsanın burnuna gelip; hasretini saçar yüreğine...

Uzaktayken, kaybetmişsen her ona benzeyene gidip sarıldığında onun olmadığını anladığın kokudur. Sesinin ninnilemediği hiçbir uyku tatlı rüyalar getirmez yastığına... Ama biliriz ki; anneler gözlerini yumsa da soğumaz kucakları... Herkes kuzudur anasına, her anne cennet kokar yavrusuna...

Bütün annelerin anneler günü şimdiden kutlu olsun...

(Türkiye Gazetesinden Halime Gürbüz'ün yazısı)

Hiç yorum yok: