22 Temmuz 2010

Hayao Miyazaki

Bu aralar Hayao Miyazaki'ye taktım. Çok uçuk ama sevimli ve sürükleyici animasyon filmleri var. Üstelik Spirited Away filminden ödül bile almış. Şiddetle tavsiye ederim... 

(Ruhların Kaçışı 2001) imdb puanı 8.5/10

 
(Kagliostro'nun Şatosu Lupin III 1979) imdb puanı 7.7/10

(Howl'un Yürüyen Şatosu 2004) imdb puanı 8.0/10

(Yüreğinin Sesi 1995) imdb puanı 8.0/10

(Sihirli Kedi 2002) imdb puanı 7.2/10

(Kırmızı Kanatlar 1992) imdb puanı 7.8/10

(Gökteki Kale 1986) imdb puanı 8.1/10

(Yerdeniz Öyküleri 2006) imdb puanı 6.5/10

(Prenses Mononoke 1997) imdb puanı 8.3/10 

(Kayalıktaki Balık 2008) imdb puanı 7.8/10

21 Temmuz 2010

Kuzuluk'tan Fırın Sütlaç


   Haziranın başında tatile gidiyoruz demiştim ya, gittiğimiz yer Kuzuluk Termal Devremülk Sitesi... Bilen bilir ama bilmeyen için biraz bahsetmek istiyorum. Burası 2 kısımdan oluşuyor, toplam 27 blok ve 1470 daire var. Hepsi 1+1 olarak yapılmış. Sitenin restaurantı, cafesi, pastanesi, marketi, havuzu, basket ve futbol sahaları var. Ayrıca sitenin ön kısmında sabah ve ikindi vakti köylü teyzeler 1,5-2 litrelik şişeler içinde tazecek süt ve dalından koparılmış tazecik meyveler satıyorlar. Siteden çıkıp sağ tarafa dönerseniz küçük küçük 20'ye yakın dükkan görürsünüz. Hediyelik havlu, çanta ve inci boncuk satıyorlar. Biraz ileride küçük bir köy pazarı bile var. Etraftada da bolca alabalık lokantası ve büyük tesisleri var.


   Biz de bazen evde bazen dışarıda yedik. Mesela Mıhlama'yı ilk defa orada tattım. İlk yediğimde çok beğendim. Ama biz mi çok açtık yoksa gerçekten çok mu güzeldi bilemicem. İkinci kez aynı yerde ilkinin hayaliyle yedik, bu kez ilki kadar değildi. Sonra köy pazarından tereyağ ve abaza peyniri alırken mıhlama peyniride aldık. Eve gelince denedim ama tutturamadım. O yüzden şimdi pek cesaret edemiyorum.


   Gittiğimizde ilk 2-3 gün çok sıcaktı, sonraki 5-6 gün ise yağmurlu geçti. (Buranın kışın çok daha güzel olduğunu söylüyorlar, bir de kar varken gitmek isterim). Hani İstanbul'un da göl olduğu o müthiş yağmurdan... Tabi orada öyle seller göller filan olmadı. Yağdı güneş açtı, sonra tekrar yağdı. Bazen yağmur öyle tatlı yağdı ki altında şemsiyesiz bile gezdik.


   Velhasıl çok güzel bir tatil geçirdik ve biz Kuzuluğu çok sevdik. Hatta 14. günün sonunda 1-2 hafta daha kalabilseydik keşke dedik, tabi izinler o kadardı ve tıpış tıpış geri döndük. Babam hep "tatilin en sevdiğim yanı eve geri dönüşü" der. Aynı fikirde değilim sanırım ;)


   Kuzuluktayken ilk defa şeftali tatlısı, sini kebabı ve fırın sütlaç yaptım. Sütlaç epeydir denemek istediğim bir tatlıydı ama kuzuluğa nasipmiş.


Fırın Sütlaç

Malzemeler
  • 1/2 su bardağı pirinç
  • 3 su bardağı su
  • bir tutam tuz
  • 1 litre süt
  • 1,5 yk. pirinç unu 
  • 1 su bardağı şeker
  • 1 yumurtanın sarısı
  • 1 paket vanilya
Yapılışı

Pirinçleri iyice yıkıyoruz, su ve bir tutam tuz ilave edip, pirinçler yumuşayana kadar pirişiriyoruz. 1 litre sütten küçük bir cezveye süt ayırıp içine pirinç ununu ekliyoruz. Cezveyi ocakta en kısığa alıp, koyulaşana kadar karıştırıyoruz. Tenceredeki haşladığımız pirinçler de iyice yumuşayınca, sütünü ve şekerini ekleyip kaynayana kadar orta ateşte karıştırıyoruz. Kaynayan sütümüze cezvedeki pirinç unu ve süt karışımını ekleyip 5-6 dakika daha karıştırarak pişiriyoruz. En son vanilyayı katıp ocağı kapatıyoruz. Sütlaçtan 1-1,5 kepçe kadar 1 kaseye alıyoruz ve yumurta sarısını ekleyerek iyice çırpıyoruz. Kalan sütlaçları küçük kaplara bölüştürüp, üzerine yumurtalı sütlaçtan gezdiriyoruz. Kapları önceden ısıtılmış 200 derece fırına yerleştiriyoruz.

Not: Sütlaçları fırınlarken mutlaka tepsinin içine su koyup, fırına dayanıklı kaplarınızı (güveç veya alüminyum kap) tepsinin içine veya ızgara üzerine koyun. Eğer sütlacınızın kıvamı koyuya yakınsa fırınlamayın, yoksa iyice kuruyabilir.


Afiyet Olsun...

14 Temmuz 2010

Yaz Diyeti



Yaz geldi, hatta geçiyor bile ve benim kilo vermem lazım. Hayatında hiç diyet yapmayan birisi olarak bunu nasıl yapacağımı bilmiyorum. Sabah akşam karpuz yesem kilo verir miyim acaba?

Ama benim kilolar öyle azıcık bir diyetle gidecek gibi değiller :( Tam tamına 12 kilo vermem gerek. Alırken iyiydi ama ben şimdi nasıl vericem bu kiloları. Oof of.. annemin deyişiyle oturmadan vermem gerek..

Biliyorum şekeri çikolatayı çıkarmam gerek hayatımdan, ama fazla da yemiyorum ki zaten.. Sonra pilatese başlamam gerek, ama ben biliyorum kendimi tüm işlerim sezonluk! Bugün hevesle başlarım yapmaya 2 gün sonra biter benim için.. Ne kadar ısrarla aldırmıştım oysa eşime, işe yarasa da yapsam bari bu sefer.. Artık kendime de söz veremez oldum, tutmuyorum çünki..

12 Temmuz 2010

Yoğurt Tatlısı

(malzemeler 3 ayrı ölçü olduğu için tablo ile gösterilmiştir)
Yapılışı

Yumurta ile şekeri bembeyaz olana kadar çırpıyoruz. Sonra yoğurt, kabartma tozu ve unu ilave ediyoruz. (Un miktarı yukarıda yaklaşık olarak verildi. Yumurtanın büyüklüğüne ve yoğurdun kıvamına göre değişiklik yapılabilir. Çok koyu olmayan bir kek kıvamı diyebiliriz.)
Tatlı karışımını hafif yağlanmış bir tepsiye döküp, önceden 180 derecede ısıtılmış fırında yaklaşık 35 dakika pişiriyoruz.
Fırından çıkınca, hemen tatlının üzerine soğuk su döküyoruz. (Fırın tepsisi için 2, dikdörtgen borcam için 1.5, kare borcam için 1 bardak soğuk su)
Yaklaşık 10 dakika sonra kaynar olmayan, yalnızca bir taşım kaynatılmış sıcak şerbetimizi kepçe yardımıyla tatlının üzerine döküyoruz. (Eğer kepçe kullanmayıp kolaylık olsun diye tencereyi direk devirmeyi düşünürseniz tatlının üzerindeki kabuğu kalkıyor) ;)
Şerbetten önce dilimler iseniz hem şerbet kolay emiliyor hem de tepsinizin kenarları alçaksa taşmayı önlüyor.
Ve tatlının ikramdan bir gün önce yapılması ve buzdolabında dinlendirilmesi lezzet açısından çok önemli, bekledikçe güzelleşen bir tatlı kendileri...
Süslemek için ben hindistan cevizini tercih ettim ama isterseniz tatlınızı ceviz, çekilmiş fındık ve fıstıkla da süsleyebilirsiniz.


Bu tarif için çok sevdiğim Hümeyra Türker ablacığıma teşekkür ederim. Benim için bu tatlının önemli bir yeri var, çünkü Hümeyra ablacığım bu tatlıyı düğünümde yapmıştı. Düğünden sonra buzdolabında bulduğum ve lezzetine bayıldığım bir tatlı.. Ellerine sağlık ablacığım, yeni tarifler bekliyoruz..

(bir ikindi vakti balkonumdan çekildi)

Afiyet Olsun...

Neyse Sustu...


İşte aynen böyle ;) içimden bir ses "haydi geç blogunun başına, görev seni bekliyor" diyor, sonra susuyor ;)

Aslında tatilden geleli tam 13 gün oldu, ve tatilde bir sürü tarifler ve resimler birikti.. Ama blogun başına geçip bir iki kelime yazmak nasib olmadı.

Bu arada ben yokken takipçilerim de artmış, sanırım 40'la bırakmıştım 55 olmuş ;D Bu da beni mahcub etmekle beraber şevke getirdi, izleyici olan olmayan tüm takipçilerime çok teşekkür ederim...
(izleyici olmak isteyenler varsa en alt ortada)

Yazamadım belki ama genel yenilik yaptım bende, arka plan başta olmak üzere bir çok yenilik var umarım beğenirsiniz...


Sevgilerimle...